25 Ocak 2012 Çarşamba

Mutfak Sohbetleri

3 yıldır yaşamımın büyük çoğunluğunu yurtta geçirmiş ve hala da geçirmekte olan biri olarak ev özlemim tartışılmaz elbetteki. Bazen; anne, baba, kardeşimi bile unutup sadece evde olmayı özlüyorum. Koltuklarda yayılmayı, yerlerin pis olduğunu düşünmeden, dikkat etmeden davranmayı, şampuan, sabun, duş jeli, lif, havlu bilmem ne işte duşta ne kullanıyorsan onları taşımadan banyoya gitmeyi, havlu, çamaşır kurutma yıkama sıkıntısının çekilmediği filan filan diye uzar gider bu liste.

Aslında bahsetmek istediğim şey en can alıcı noktalardan biri mutfakta zaman geçirmeyi özlemek. Ev adına özlediğim en çok şey bu aslında. Sabah kalkıp el yüz yıkarsın ohh miss, mutfağa gelip radyonun düğmesine basar, çaydanlığa koyduğun su kaynarken hazırladıklarını yavaşça kaloriferin yanında duran mutfak masasına yerleştirir, peçeteden çatal bıçağa kadar intizamla masayı hazırlarsın. Köyden getirdiğin peynirden bir parça çıkarır keser bıçakta kalan kısmı ağzına atıverirsin. Zeytin yıkanır limonlanır, yağlanır ooh mis, omlet mi yaparsın, yine köyden gelen şişelenmiş domatesin kavanozuna mı sarılırsın bilemem yada hepsi birden.. :) Pazardan aldığın bilimum yeşilliği leğende suya koyar sağlıklı olsun diye (bu çok moda çünkü) suya biraz sirke damlatırsın. :)  Tabi radyoda çalan türküye de eşlik edersin arada bir. Baban gelir ne yapıyor diye bir yoklar masada duranlardan birine parmak atar içeri gider. Anneni hiç karıştırmak istemezsin olaya özledin çünkü deli gibi özledin gitsin annen içeride keyif yapsın. Derken derkeeenn enfes sofra bilimum pekmez reçel bal yağ peynir zeytin omletle hazır. Çay demlenmiş, bardaklar sıcak suyla çalkalanıp çayları koyulmuş. Haydi buyurun... Radyo hala açık, sıcacık annen baban kardeşin.. Hiç biri olmasın hazırladıklarının ama bu an bile dünyaya değer.

Kahvaltı ardından kardeş hemen bilgisayara, anne baba sen kalmışsın muhabbet başlamış.. Özlem kokuyor herkes. Gözlerinden, yüzlerinden, ellerinden özlem akıyor. Anneye düşmez çayı tazelemek. Babanın çayını büyük bir zevkle doldurursun. Her seferinde bardağın dibini döküp, isterse bardak değiştirip.. Tüm ayrıntıları gözlerimin önünde şimdi. Yazamadığım, yazdığım aklıma gelmeyen her şey. Gülüşler, sevişler, dokunuşlar, sıcaklık..

Kahvaltı keyfi sona erer. Akşama da ne güzellikler olur. Tüm gün çıkmam mutfaktan, pişir, taşır, yap yap yap yıka yerleştir yap hepsi muhteşem zevk. Akşam babayla iki tek atılır gülüşlerle.  Bunun heyecanı tüm gün yaşanır. Bunu belki başka bir yazıda anlatırım. Şimdilik bu kadar.

Yazımın sonunu nasıl bağlayacağımı bilemedim inanın ama yaşadım her birini yazarken.. Eve gitmeme az kala tekrara yaşayacak olmanın heyecanıyla...

Sevgilerle kalın..
Bir bardak çay sıcaklığında...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder