26 Şubat 2015 Perşembe

Başlıksız


Bu kadardı işte. Kalemi kağıdın üzerinde oynatmaya başlayalı henüz çok olmamıştı ama ağzımdan bütün kelimelerin çıkmıştı sanki... Mürekkep lekesinin kağıt üzerindeki anlamlı izleri, kafamdan geçen milyonlarca kelime, kalbimdeki karmaşıklığı anlatmak için çırpınıyor, çırpınışlar içinde bir ben bulabilmek ise gittikçe zorlaşıyordu.

Kalabalıklar, yalanlar içinde benliğimi yitirmekten ölesiye korkuyordum. Peki kendimi anlamamdaki engel neydi? Bunu bilmiyor, içimden milyon tane his geçiriyordum. 
Duyduğum onca ses arasında kendi hikayem nereye kaybolmuştu? ben onu elimden nasıl uçurmuştum? Bilmiyordum. 

Geçmişe dönmek çok mu zordu? Bilmiyordum işte. Yine kilitleniyor, içimden geçen onca sözcüğü uygun bir cümle haline getiremiyordum. Tıpkı yaptığım onca şeyi toplayıp, ortaya bir ben çıkaramadığım gibi...