1 Eylül 2012 Cumartesi

Diyalog








Emma Peel: Şuna bakar mısın? Ne kadar tatlı...

Karşıdaki Adam: Evet... yani... tatlı...

Emma Peel: Sevgisizliğin yüzünden okunuyor.

Karşıdaki Adam: Sevgisizlik değil benimki. Kediyle yaşadığın şu ilişkiyi inandırıcı bulmuyorum. İlkel bir hayvan sonuçta. Onun üstünde çeşitli duygularını tatmin ediyorsun: Dokunmak, sahip olmak, gülmek, sevmek, beslemek, annelik yapmak... ne bileyim işte... tek derdin kendini tamamlamak.

Emma Peel: Ne güzel söyledin. Kendimi tamamlıyorum.

Karşıdaki Adam: Dediğime geldin yani...

Emma Peel: Gelmek ne kelime? Ben çoktan geçtim orayı... Öylesine eksik ki insan dediğin, tamamlanması lazım bir adım daha atabilmek için, ayakta kalabilmek için. Öylesine özgüvenli, ödünsüz ve gerçek ki şu kucağımdaki kedi, nefret denizinde boğulmamam için her an can simidi atıyor bana. Ve öylesine ikiyüzlüsün ki, sevimli buluyor gibi yapman bile tiksindiriyor beni.

Karşıdaki Adam: İnanıyor musun bu dediklerine?

Emma Peel: Kendi sözlerime bile bu kediden daha çok inanmıyorum.

Karşıdaki Adam: Tuhaflaştın yine... Adı ne bunun?

Emma Peel: Sence? Sence adı ne olabilir?



Yekta Kopan'ın dünyasına sonsuz teşekkürle...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder